O el havada kalmadı, Kaos GL’nin kısa sineması 5 milyondan fazla izlendi: Toplumsal takviyenin önüne geçemeyeceklerini fark edenler “tren” üzerinden yeni bir kutsal yarattı
Ayrımcılığa karşı yayınladıkları kısa sinemanın, Marmaray tarafından kabahat duyurusuyla karşılık bulmasını ve çabucak akabinde mevt tehditleri alınmasını pahalandıran Kaos GL’den Yıldız Tar, filmdeki bildiriye verilen toplumsal dayanağın önüne geçemeyeceklerini fark edenlerin bu defa “tren” üzerinden yeni bir kutsal ve kırmızı çizgi yarattığını söyledi.
Kaos GL Derneği, 23 Eylül’de “Kamu Spotu” başlığıyla “Ayrımcılığa, baskıya, şiddete, nefrete karşı el ele!” diyerek bir kısa sinema yayınladı. Metro içinde çekilen sinemada, homofobiye karşı birleşen eller ve şahsen homofobik temsile “sen de tut” diyen uzatılan el resmedildi. Toplumsal medya hesaplarından paylaşılan kısa sinema, iki gün içinde 5 milyona yakın izlendi.
Kısa sinemanın kamuoyunda ses getirmesinden yalnızca iki gün sonra Marmaray X hesabından bir açıklama yapıldı. Marmaray’dan yapılan açıklamada, üretimci ile üretim şirketi üzerinden tüzel süreç başlatıldığı bildirildi.
TIKLAYIN – TCDD’den, KAOS GL’nin “Nefrete karşı el ele” kamu spotuna kabahat duyurusu
TCDD’nin cürüm duyurusunun akabinde 26 Eylül’de açıklama yapan Kaos GL Derneği, kısa sinemadaki oyuncuların sineması çeken şirketle birlikte mevt tehdidi aldığını duyurdu. “Maalesef, nefrete karşı görüntüye bile tahammülü olmayanlar; Kaos GL olarak bizim ne yazık ki alışık olduğumuz bir nefret operasyonunu tekrar devreye soktu” diyen dernek, kendi inisiyatifiyle kısa sineması yayından kaldırdı.
TIKLAYIN – Kaos GL’nin “Nefrete karşı el ele” görüntüsüne mevt tehdidi
Kaos GL Genel Yayın Direktörü Yıldız Tar da yaşananları T24
“Nefrete karşı duranlar hiç de az değilmiş, bunu gördük”
“Reklam sinemasını tam da 29. doğum günümüzde, kamu spotu ismi altında LGBTİ+’ları gaye gösteren bir görüntü RTÜK eliyle televizyon kanallarında yayınlanmışken paylaşmak istedik. Bildirimiz aslında çok net ve kolaydı. Nefretin bütün bir toplumu nasıl çürüttüğünü göstermek ve bu toplumun bir modülü olan LGBTİ+’ların uzattığı eli havada bırakmazsak barış içinde yaşayabileceğimiz iletisini bir defa daha yaygınlaştırmak istedik.
Uzattığımız elin havada kalmadığını görmek bütün bu devlet dayanaklı düşmanlık ve savaş siyasetine karşı hasret duyduğumuz huzur, memnunluk, bir ortada yaşama üzere hisleri yeşertti. X ve Instagram’da toplam 5 milyondan fazla kişi izledi, bu görüntüyü izledikten sonra hislerini paylaştılar. Paylaşımların birçok hakikaten de hem çok olumlu hem de LGBTİ+’ların üzerine örülen yalnızlık duvarını parçalayan cinstendi. Görüntüyü yayından kaldırdık ancak kaldırdıktan sonra ‘Uzattığımız el havada kalacak mı sanki?’ sorumuzun karşılığı sevindirici oldu. Toplumsal medyada o eli tutanlar, nefrete karşı duranlar hiç de az değilmiş, bunu gördük.”
“Yeni bir kutsalımız ve kırmızı çizgimiz oldu: Tren”
Ancak Tar’a nazaran, kısa sinema tam da son yıllarda devreye sokulan LGBTİ+’ları yalnızlaştırma siyasetine paralel olarak hükümet medyası ve Saadet Partisi’ne yakın medya organları tarafından bu defa öbür bir biçimde maksada konuldu. “Toplumsal çürüme dalgasında açılan barış gediğini kapatmak için ellerinden geleni arkasına koyamadılar” diyen Tar, toplumsal dayanağın önüne geçemeyeceklerini fark edenlerin bu defa “tren” üzerinden yeni bir kutsal ve kırmızı çizgi yarattığını söyledi. Tar, süreci şöyle aktardı:
Kaos GL’den kamu spotu: “Ayrımcılığa, baskıya, şiddete, nefrete karşı el ele!”
“Olayların seyrine baktığımızda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi idaresindeki metroda çekilmiş olması için ellerini kovuşturduklarını lakin o denli çıkmayınca da bu sefer TCDD’ye baskı yapmaya başladıklarını net formda görebiliyoruz. Bu durum maalesef eşyanın tabiatına dönüştü. Trajikomik olan, Marmaray’ın ve TCDD’nin bu hezeyanı ciddiye alıp cürüm duyurusunda bulunması ve upuzun bir açıklama yapması oldu. Açıklamada özetle hiçbir şey söylenmiyor, tüzel açıdan da ortada rastgele bir hata olmadığı için hata duyurusunun neden ve hangi niyetle yapıldığı açıklanamıyor. Tren, bir dekordan ibaret o görüntüde. İçeriği gölgelemek için dekora takmak ise bundan yıllar sonra ‘Bu ülkede vaktinde tren yansısı de gördük’ deyip güleceğimiz bir tepki örgütlendi. Görüntü üzerinden yapabilecekleri bir şey olmadığını ve toplumsal dayanağın önüne geçemeyeceklerini fark edince bu sefer yeni bir kutsalımız ve kırmızı çizgimiz oldu: Tren. Vatana ve millete güzel olsun.”
“İşçilerin kanıyla kirlenmeyen tren, iki bayan el ele tutuştu diye kirlenmiş mi oldu?”
Trende çekilen kısa sinemaya hata duyurusunda bulunan Marmaray’ın, 13 Haziran’da Zeytinburnu/Yenimahalle ortasındaki tren raylarında çalışma yapan emekçilerden Vedat Güçtekin‘in, seyir halindeki trenin çarpmasıyla iş cinayetinde hayatını kaybetmesini “teknik bir aksama” diye duyurduğunu hatırlatan Tar, “İşçi vefatlarını bir cümleyle geçiştiren Marmaray’ın iki bayan el ele tutuştu, onlara gelen homofobik reaksiyona karşı yurttaşlar el ele vererek barış ve huzur iletisi paylaştı diye treni kirlenmiş mi oldu artık? Çalışanların kanıyla kirlenmeyen trenin, sevgi ile kirlendiği yargısı çok şey anlatıyor bize” dedi.
“İnsanlık onuruna yaraşır bir hayat için o elin havada kalmaması gerekiyor”
“Uzattığımız eli tutanların, işini yapan set işçilerinin bu tehditlerle müsabakasını, kirpiklerinin dahi yere değmesini istemeyiz” diyen Tar, bundan sonraki süreçte asıl değerli olanın, LGBTİ+’ların her gün tehditlere yaşadığı dünyada sinemadaki üzere uzatılan elin tutulması gerektiğini belirtti.
“Bundan sonra da bu ülkede yaşayan beşerler olarak insanlık onuruna yaraşır bir hayatı inşa etmek için o elin havada kalmaması gerekiyor. Aslında bir el ne kadar havada kalabilir ki? Bugün değilse yarın, o görüntüdeki üzere sevgi ve hürmetin hakim olduğu bir ülkede yaşayacağımıza inancımız tam. Ve görüntünün sonunda uzatılan o elin havada kalmayacağına da…”