Kobani Davası’nda yargılanan Gülfer Akkaya: 10 Ekim katliamında yaralandım lakin evrakta IŞİD yok, ben varım
Kobani Davası’nda yargılanan Gülfer Akkaya, Ankara’daki 10 Ekim Gar katliamında yaralandığını belirterek, “Dosyada IŞİD yok, ben varım. Bunu nitekim anlayamıyorum” dedi.
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) eski Eş Genel Liderleri Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da ortalarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobani Davası’nın 33’üncü duruşmasının 2’nci dönemi ,Sincan Kapalı Cezaevi Yerleşkesinde bulunan Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Tutuklu yargılanan siyasetçiler, Ses ve Manzara Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden duruşmaya bağlandı.
Duruşma, tutuksuz yargılanan Gülfer Akkaya’nın savunması ile devam etti.
TIKLAYIN | Kobani davasında Demirtaş’ın tahliye edilmeme münasebeti: Özgür bırakıldıktan sonra adaletin âlâ yönetimine ziyan verecek üslupta tedbirler alma tehlikesi var
“37 yıllık ve bir ömürlük cezanın münasebeti; kaldırımda oturarak ‘üIkeyi bölmek'”
İddianamede somut kanıtların olmadığının altını çizen Akkaya, “Beni tam olarak neden suçladığınızı bilmiyorum. Siz de tam olarak anlatamadınız. Hakkımda hiç alaka kurulmadan insan alıkoymak, hırsızlık, gebe bir bayana düşük yapmaktan yüzlerce kere ceza istendi. Mütalaada ise müebbet istenmişti. Somut, rastgele bir durum olmasa da 37 yıllık ve bir ömürlük ceza istenilmiş. İnanılmaz bir şey! Bu kadar ceza istenmesi hepsinin tek nedeni 2014 yılında HDP MYK üyesi olmamla ilgili. Kanıt olarak sunulan gereçler ortasında ‘yol kadındır’ kitabımı anlatmam yer aldı. Bir kaldırımda bayanların ellerinde balonlarla oturması ülkeyi bölme münasebeti yapıldı” diye konuştu.
Kadınların Meclis’te eşit temsil edilmediğini belirten Akkaya, feminist uğraşının belgede hata ögesi olarak ele alındığını belirterek, “Ben yasadışı bir örgüte üye olduğum için değil, verdiğim feminist çaba, Alevi bayanlara yönelik çalışmalarım nedeniyle, HDP MYK üyesi olduğum için yargılanıyorum. Ben, burada ben olduğum için hakkımda mütalaada yazılan cezalar isteniyor. HDP yasal bir partidir ve yıllardır legal siyaset yapmaktadır” dedi.
TIKLAYIN – Kobane Davası’nda tutuklu yargılanan Altınörs’ten mektup: IŞİD’i terör örgütü görmeyen savcı, demokratik çağrıyı ağırlaştırılmış müebbet ile cezalandırmak istiyor
“Dosyada IŞİD yok, ben varım”
Mezopotamya Ajansı’nın haberine nazaran Akkaya, savunmasına şöyle devam etti:
“IŞİD’in bu evrakta yer almaması hukuksal olarak eksikliktir. IŞİD bayanlara düşman bir terör örgütü. Bayanları bir ganimetmiş üzere nesneleştirirken basın yoluyla da bunu yaydılar. Yalnızca bayanlara da değil, çocuklara yönelik de çok net objeleştirme var. Bu belgede bunlar yok, benim üzere bir feministi koymuşsunuz. 10 Ekim’den ben de yaralı kurtuldum. Hala bacağımda şarapnel kesimleri var ve bu akın IŞİD’e yaptırılmıştı. Yaşadığım sürece, bu katliamın temel sorumluların açığa çıkarılmadığını söylemek istiyorum. Belgede IŞİD yok, ben varım. Bunu hakikaten anlayamıyorum. Evrakta üzerime atılı hiçbir kabahati kabul etmiyorum. Kendimi devlet şiddetine uğradığımı hissediyorum, biliyorum. Bunun sonlandırılmasını talep ediyorum. Bu salon bir fanus üzere. Biz burada yargılanırken Türkiye’de demokrasinin kırıntısı kalmadı, açlık sonunun altında yaşıyor, geçinemiyoruz. Lakin bu salonda hala hiçbir şey olmamış üzere yargılanıyoruz.”
Avukat Ergün: Reddine, reddine, reddine… Tutanaklarda en çok geçen kelime
Ardından kelam alan avukat İbrahim Ergün, duruşmaların isimli tatil boyunca devam etmesinin yasal olmadığını söyleyerek, duruşmanın periyodlarını daha geniş aralıklarla yapılmasını talep etti.
Adli denetim önleminin bir baskı ögesi olarak uygulandığını söyleyen Ergün, “Bu yaptığınız duruşmalar yasal değildi. Hakikaten tutukluluğa yapılan itirazların ve isimli denetim önleminin kaldırılması talebinin reddi süratli bir otomasyon haline gelmiş durumda. Reddine, reddine, reddine… Tutanaklarda en çok geçen kelime” diye konuştu.
Tutanaklarda, “Avukatların mütalaayı didik didik ederek savunma yaptığı görüldü” yazdığını söyleyen avukat Ergün, “Didik didik inceledik, zira anlaşılmayan bir mütalaa” dedi.
Ergün, Akkaya hakkındaki isimli denetim önleminin kaldırılması ve beraat kararı verilmesini talep etti.
Duruşmaya, 22 Eylül’de devam etmek üzere orta verildi.