Fehmi Koru: Meral Akşener eski başkanları hayırla yad etmemi getiren atışlar yapıyor, lakin bence yeterli yapmıyor

* Fehmi Koru

Önceki gün burada aktardığım bir cümlesinden sonra, bir dostum, “O cümlesinde Meral Akşener seni kast ediyor” diye uyarana kadar, konuşma metnini birkaç defa okuduğum halde durumun farkında değildim. 

Yeniden okudum o cümleyi, doğrusu üzerime alınamadım.

İsterseniz birlikte okuyalım:

“Hala sayın Gül’ü çok seven gazeteci kılıklı arkadaşlar beni ve partimi biçiyor.”

‘Gazeteci kılıklı’ sıfatını hem kendime hem de Meral Akşener’e yakıştıramadım.

Üstelik, yazılarımla UYGUN Parti’yi biçtiğimi de sanmıyorum.

Partilerin iç işleriyle ilgilenmek üzere bir adetim yok. Beni ilgilendiren, şayet partilerden kelam ediyorsam, onların ülke için ne yapıp ne yapmadıklarıdır.

İYİ Parti ile rastgele bir alıp veremediğim de yok.

Eskiden olsa ve çabucak hepsini yakından tanıdığım siyasi partilerin önderlerinden rastgele biri kelam konusu ise, soruya hiç beklemeksizin “Girmez” cevabını verirdim.

Bir dostum yine Akşener’e ilişkin bir takılmayı bana gönderdi. 

Onu da okumakta fayda var:

“AK Parti’den ayrılmış benim de ağabey dediğim bir insan telaş içerisinde İstanbul’daki ofisime geldi. 

“‘Meral Hanım kardeşim, Kılıçdaroğlu’nun adaylığını engellememiz lazım’ dedi. 

“Niye? 

“Seçilemez.

“İlhan Kesici’yi aday göstermemiz lazım.

“Aynı arkadaş bugün toplumsal medyadan taşın en büyüğünü atıyor.”

Okuyanlardan biri bu takılmayı da bana yakıştırmış.

Tabii ben değilim. Toplumsal medya hesaplarım var lakin onlarla çoktandır bildiri yayımlamıyorum. 

Ayrıca, Meral Akşener’in İstanbul yahut Ankara’daki ofislerinin nerede olduğunu bile bilmem.

Bana yakıştırılan en baştaki takılma açıkça bir gazeteciyi gaye alıyor. İkinci takılma ise, Akşener’in kendisine ‘ağabey’ diye hitap ettiği biriyle ilgili.

Ne birinci takılmayı ne de ikincisini UYGUN Parti başkanına yakıştırabildim.

Hedefe atışlar bunlar.

Durduk yere eski defterleri de açıyor ve ben onları da ağzım açık dinliyorum.

Son vakitlerde ismiyle cismiyle en fazla andığı kişi 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül.

Anmasına ansın da, anlattığı mevzular, birtakımı kendi partisinden birden fazla kişinin de doğrusunu bildiği, büyük kısmı toplumun önünde cereyan etmiş olan olaylar.

Bir evvelki -2018- cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefetin ortak aday çıkarma teşebbüsü bu türlü bir bahis. O günlere ilişkin gazetelerde çıkan haberler ile o haberlere dayalı yorumlara tekrar göz atılsa gerçeklere ulaşılabilir.

Böyle olduğu halde üzerinden beş yıl bile geçmemiş o mevzuyu farklı biçimde anlatıyor Akşener.

Ortak aday fikri Temel Karamollağlu’na ilişkin diye biliyorum. Saadet Partisi önderi, iktidarın adayının karşısına seçilebilecek bir aday arayışına girmiş ve bu maksatla muhalefet partileri başkanlarıyla mekik diplomasisi başlatmıştı.

Kamuoyu, Abdullah Gül adını, ‘ortak aday’ arayışına karşılık olarak, ilk Temel Bey’den duydu.

Ziyaret ettiği partilerden biri GÜZEL Parti, başkanlardan biri de Akşener’di.

Akşener şimdi o ismi aday olarak birinci CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisine söylediğini sav ediyor. Ödünç verdiği 15 milletvekili için teşekkür etmek üzere gittiğinde ortalarında geçmiş bu konuşma.

Kafa karışıklığına örnek öteki bir detay daha var. Kılıçdaroğlu “Adayımız Gül olsun” dediğinde, ona, “Partim benim aday olmamı istiyor” dediği iddiasında Akşener.

Oysa, Akşener’in başlangıçta Gül’ün adaylığını kabul ettiği, kısa bir mühlet ardından “Ben adayım” diye ortaya atıldığı biliniyor. Hatta, o ismi aday olarak yakınlarına, hem de olumlu sözlerle, birinci söylem edenlerden birinin Akşener olduğu da konuşulmuştu o günlerde.

Gerçekten anlamakta zorlanıyorum.

Kılıçdaroğlu’na bir sebepten kızmış, bu aşikâr; lakin kızgınlığını yanlışlığı çabucak ortaya çıkacak savlar ve ‘ağabey’ dediği yahut yazılarını okuduğu birileriyle ağız dalaşıyla dışarıya vurması bana hiç de olağan gelmiyor.

İyi Partililer bu işe ne diyor, son merakım bu.

* Bu yazı fehmikoru.com adresinden motamot alınmıştır.