Devlet Bahçeli, Süleyman Soylu’ya dayanak çıktı, gazetecileri gaye aldı: Zillet ittifakının hizmetkarlığına soyunan misyonlu provokatörler!
MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, Ankara’da yer altı dünyasında “Kaplan” kümesi olarak bilinen ve 15 Temmuz 2016 gecesi beraberinde kalaşnikof silahlı adamlarıyla TRT’ye gelen uyuşturucudan sabıkası olan Ayhan Bora Kaplan’ın eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile ilişkisine dikkati çeken gazeteci ve yorumcuları gaye aldı. “Hem onurlu bir davranış olmayıp hem de adil, türel ve hakkaniyetli bir muamele değil” diyen Bahçeli, “Sorosçu Kavala ile terörist Demirtaş’ı bayraklaştırıp nevzuhur hak talebi için ulusal ve manevi tüm bedellerle zıt düşen güdümlü bireylerin Sayın Soylu’yu hiçbir alakasının olmadığı yasa dışı alaka ağlarında devamlı gösterme gayreti müfteriliğin daniskası, müptezelliğin de düpedüz şahikasıdır” diye yazdı.
Bahçeli Soylu’nun şu sözlerle gerisinde durdu:
“Sayın Süleyman Soylu Türk milletine mal olmuş, bakanlığı devrinde koltuğunda bir saniye oturmayarak dağ zirve demeden dolaşmış, bölücü terör örgütüne kök söktürmüştür. Bu prestijle Milliyetçi Hareket Partisi vefanın ve siyasi ahlakın bir gereği olarak Sayın Süleyman Soylu’nun sonuna kadar gerisindedir.”
Bahçeli’nin toplumsal medya hesabından yaptığı açıklaması şöyle:
“Televizyon ekranlarında sabitleşmiş, hatta sabit ve sefil görüşleriyle temayüz etmiş bir avuç kelamda uzman, yorumcu, gazeteci ve kerameti kendinden menkul yorumcu her gün toplumsal bünyeye nefret ve nifak aşısı yapmaktadır. Gerçekleri yansıtmayan, hayatın ve siyasetin akışıyla bağdaşmayan sav, söz ve tehlikeli isnatlar huzur ve güvenliğimizi tehdit eden bir boyut kazanmıştır.
Bu kategoride yerini alarak zehir ve zillet servisi yapanlar, üstelik hasımlık odağı haline gelmiş olanlar hiçbir araştırmaya gerek duymadan, hiçbir ahlaki ve insani telaş taşımadan prestij cellatlığını meslek edinmişler, ulusal birlik ve dayanışma ruhunu tehlikeli ölçüde tahribe başlamışlardır. Gündeme yansıyan her sıkıntıyı anbean çarpıtıp siyasallaştıran bu hayasızlar aslında zillet ittifakının hizmetkarlığına soyunan vazifeli provokatörlerdir.
Özellikle bir isimli vakıa üzerinden devamlı surette eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya ve bakanlık periyoduna ait mesnetsiz savlarda bulunanların potansiyel bir rövanş alma gayesine heves ettikleri elbette dikkatli ve uyanık gözlerden kaçmamaktadır. Sayın Soylu 2016 yılından 2023 yılına kadar üstlendiği bakanlık sorumluluğunu layıkıyla yerine getirmiş bir devlet ve siyaset insanıdır.
Böylesi bir vasfa haiz olması münasebetiyle, kaldı ki terörle çabada üstün başarılara imza atması vesilesiyle muarız cephede birikip de kuyruk acısı olanların şedit ve şekavet tonu ağır akınlarına maruz kalmaktadır. FETÖ, PKK ve gayri legal çevrelerle derin bağ ve ilişkileri tevsik yahut teyit edilmiş köksüzlerin Sayın Soylu’yu orantısız ve onursuz suçlamaları geçmişte ne kadar gerçek işlerin yapıldığını aynısıyla belgelemiştir.
Hakkında pek çok savın bulunduğu bir şahsa karşı icra edilen operasyonun hitamında Sayın Soylu’nun kelamda irtibat ve illiyeti mazeretiyle töhmet altında bırakılması, daima tahrik ve taciz cenderesinde tutulması hem onurlu bir davranış olmayıp hem de adil, hukuksal ve hakkaniyetli bir muamele değildir.
Mahalli Yönetimler Seçimleri öncesinde zillet ittifakının paydaşlarını akıllarınca parlatmaya, öne çıkarmaya, tahkim ve taltif etmeye azmetmiş işbirlikçi ve işportacı gazeteci ve yorumcuların demokrasi ve insan onuruna ileri derecede kast ettikleri her türlü izahtan da varestededir. Bunların bildikleri her neyse Cumhuriyet Savcılarının öğrenmesi, gereğini yapmaları hukuk devleti unsurunun kaçınılmaz bir icabıdır.
Sorosçu Kavala ile terörist Demirtaş’ı bayraklaştırıp nevzuhur hak talebi için ulusal ve manevi tüm kıymetlerle aksi düşen güdümlü şahısların Sayın Soylu’yu hiçbir alakasının olmadığı yasa dışı bağ ağlarında devamlı gösterme uğraşı müfteriliğin daniskası, müptezelliğin de düpedüz şahikasıdır.
Bilmeyenler için tekrar tabir etmeliyim ki, Sayın Süleyman Soylu Türk milletine mal olmuş, bakanlığı devrinde koltuğunda bir saniye oturmayarak dağ zirve demeden dolaşmış, bölücü terör örgütüne kök söktürmüştür. Bu prestijle Milliyetçi Hareket Partisi vefanın ve siyasi ahlakın bir gereği olarak Sayın Süleyman Soylu’nun sonuna kadar gerisindedir.
Fitnecilerin bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı vardır. Millete hizmeti siyasetinin temeli yapan hiç kimse sahipsiz ve yalnız olmayacaktır. Türk milleti kimin helal süt içtiğini, kimlerin haram ve hıyanet içinde debelenip durduğunu yüksek ferasetiyle tefrik ve tefsir etmektedir.”
TIKLAYIN – Süleyman Soylu ile yakınlığıyla bilinen Ayhan Bora Kaplan gözaltına alındı