CHP’li Bülent Tezcan: Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” davetini hepimiz görüntüden öğrendik
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 14 Mayıs seçimleri öncesinde yaptığı “helalleşme” davetini, yayınlanan görüntü ile öğrendiklerini açıklayan CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, “Hepimiz o denli öğrendik. Partinin yetkili heyetlerinde tartışılmadan açıklandı. Karşı değilim lakin siyasi heyetlerde tartışılıp karar verilmediği için örgüt gereğince sahip çıkamadı” dedi. Tezcan, “değişimciler” ortasında dört, beş periyot milletvekilliği yapanların yer almasına yönelik tenkitlerle ilgili de, “Önemli olan mevcut takımların değişim iradesinin güçlü olup yeni gelenlerin önünü tıkamama konusunda kararlı duruşu ve yeni gelenlere yol açabilmesidir. Biz de bu değişimin önünü açmak durumundayız” dedi.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin akabinde MYK’nın öteki üyeleriyle birlikte istifasını sunan ve yeni MYK’da yer almayan CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, CHP Küme Lideri Özgür Özel tarafından açıklanan Tutum Belgesi ve değişim tartışmalarıyla ilgili T24’ün sorularını yanıtladı.
Tutum Dokümanının kolektif bir çalışmanın eseri olduğunu kaydeden Tezcan, “Sadece seçime odaklı, kurultay odaklı değil. Bugüne kadar partiyle ilgili hassasiyetle söylenenler var. Nereden geliyoruz, nereye gideceğiz sorusunun cevabını veriyor. Nasıl bir parti hayal ediyoruz? Bunların cevabını verdik” dedi.
“Temel siyasetlerdeki değişiklikler siyasal heyetlerde görüşülmeli”
CHP’nin konumunu tanım etmede kimi farklılıkların ortaya çıktığını kaydeden Tezcan, şöyle devam etti:
“Birinci temel farklılık, ‘sağ-sol artık bitmiştir’ söylemi. Son periyot neoliberal telaffuzun hegemonyası altında yerleşen sağ sol kavramı bitmiştir söylemi gerçek değil. Artık bunu reddeden bir tavır dokümanı var. Tam aksine bir durum tanım edeceksek, Atatürk ihtilalleri ve prensipleri doğrultusunda altı ok programı çerçevesinde, toplumsal demokrasinin kozmik prensipleriyle, Anadolu ve Rumeli’nin felsefi ve tarihî birikimiyle ideolojisini tanım eden ve solda duran bir CHP. Bu tanım solculuğun tanımıdır. Solda durmanız, Türkiye’de kendisini sağcı hissedenlerin, sağa oy verenlerin, muhafazakarların takviyesini almaya pürüz değil. Onların dayanağını alabilmek için sağ-sol ayrımı bitmiştir demeye de gerek yok. Cumhuriyet Halk Partisi son periyotta bilhassa solculuktan korkan, hatta en üst noktada Sayın Genel Liderin sözüyle bu kavramlar artık çağımızı tanım etmiyor deme noktasına geldi. Sağ sol kavramı bitmiştir demek Cumhuriyet Halk Partisi’nin paradigma değişikliği yaratabilecek temel siyasetleriyle ilgili bir karar vermek demektir. Burada diyoruz ki paradigma değişikliği yaratacak temel siyasetlerdeki değişiklikler siyasal konseylerde görüşülerek karara bağlanır. Tek başına bu hususla ilgili karar veremezsin.”
“Helalleşmeyi hepimiz görüntüden öğrendik”
Bu tenkidine CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2021 yılında açıkladığı helalleşme davetini örnek gösteren Tezcan, şu sözleri kullandı:
“Şimdi helalleşme yaklaşımı bence gerçek bir yaklaşım. Yani yanlış değil. Lakin helalleşme yaklaşımı dikkat ederseniz çok tartışıldı. Neden çok tartışıldı? Zira tarihi kökeniyle birlikte tartışma yaratacak bir yaklaşım olduğu için partinin siyasi heyetlerinde evvelden bütün çerçevesiyle tartışılıp karar verilmediği için parti sahip çıkmakta zorlandı. Yani partinin Vilayet örgütleri, ilçe örgütleri partinin takımları reddetmediler lakin sahiplenmekte zorlandılar. Bunu topluma aktarabilmekte zorlandılar. Bunlar yetkili heyetlerde tartışılmadan açıklandı. Sayın Genel Liderin bir görüntüsüyle açıklandı. Herkes o denli öğrendi bunu. Hepimiz o denli öğrendik. Yetkili şuralar da o denli de öğrendi. Kastedilen de bu tavır evrakında. Ben helalleşmeye karşı değilim. Başından beri gerçek bir tavırdı ve savunuyorum. Lakin bunun belirlenme biçimi hakikat olmazsa örgütler gereğince sahip çıkamıyor. Çıkamayınca gerçek bir siyaset asıllı yanlışsız bir siyaset hak ettiği sonucu vermiyor. Bir öteki sıkıntı işte başörtüsüyle ilgili yasa teklifi. O da misal bir halde genel liderin görüntüsüyle bir gecede ortaya atıldı. Benim yaklaşımdan bakarsanız helalleşme savunulması gereken bir şeydir. Oburu gereksiz bir işti. Yani bu evrede lakin Sayın Genel Lider o vakit bunun gerekli olduğunu düşünerek bununla ilgili bir karar verdi. Artık bu problemler Partinin şuralarında, siyasi konseylerde tartışılıp bütün boyutlarla ele alınsa bu düşünceler yaşanmazdı. Paradigma değişikliği yaratabilecek sıkıntılar siyaset değişiklikleri bilhassa tek bir kişinin kararıyla verilmemesi lazım. Bu siyasi heyetlerde parti meclisinde görüşülmeli, merkez idare konseyinde görüşülmeli. Buralardan karar verildikten sonra ele alınmalı.”
“Sorumluluğu olmayan danışmanlarla siyaset örülmeye başlandı”
“Siyaset yapma stilinde şöyle temel sorunlar var. İşte partinin konseyleri çalıştırılmadan siyasi sorumluluğu olmayan danışman ya da diğer isimlerin tesiriyle çok aktif bir formda siyaset örülmeye başlandı. Artık doğal bu önemli sorunlar yaratıyor. Siyaset sorumluluk isteyen bir iştir. Tavır Evrakında o vurgulanıyor. Siyasetsizleşme sorunu var. Yani gündelik politik konumlara bakarak, günlük tekliflerle süreç yönetmeye çalışılıyor. Bu bir önemli siyasetsizleşme sorunu ortaya çıkarıyor. Bu örgütlerin siyaset yapmamasına dönüşüyor. Şu ana kadar partinin vilayet, ilçe örgütleri, lokal örgütler partinin siyasetini belirleyen ve bu siyasette katkısı olan siyaset oluşturmaya katkısı olan örgütler olmaktan çıktı. Yalnızca partinin rutin işlerini yürüten örgütler haline geldi. Bunu yeni baştan kurgulamak gerekiyor. Bir öbür sorun. Kayıt dışı siyaset. Bunun getirdiği, yani burada kimin hangi kararı, neden, nasıl aldığı aşikâr olmadan yürüyen bir süreç var. Kayıt dışı siyaset bunun reddedilmesi kelam konusu. Partinin heyetleriyle çalışacağı kurumsal siyasetin hakim olacağı, kayıt dışı siyasetin reddedileceği, siyasetsizleşmeden vazgeçeceğimiz, ideolojik netliğin sağlanacağı bir yeni yaklaşım Bu yeni yaklaşım yeni takımlarla olacak.
“Cumhuriyeti kuranlar da Osmanlı paşalarıydı”
Tezcan, değişimciler ortasında 4’üncü ya da 5’inci periyot milletvekilliği yapanların yer alması ile ilgili getirilen tenkitlere de şu karşılığı verdi:
“Önce şunu söyleyeyim, bir yanlışı düzeltmek için, bir mazeret olarak değil. Beşinci devir dediğiniz toplamı iki periyoda tekabül ediyor. Burada azdır manasında anlaşılmasın. Haziran, Kasım seçimleri var. O ortada altı ayda bir seçim oldu bilhassa 25 ve 26’ncı devir. Lakin hepsini geçtik, talep haklı bir talep. Yani yeni takımların görülmesi muhtaçlığı haklıdır. Ben birinci baştan niyetimi söyledim. Değişim evvel önder takımından başlamalı, ben de dahil dedim. Yani ben kendimi bu sürecin dışında tutarak söylemiyorum. Biz siyaseti bırakmayacağız. Gücümüz yettiği ölçüde, topluma, ülkeye hizmet etme duygusu, fikri her vakit olacak. Lakin bu süreçte gelişimin ve değişimin önünü tıkayan bir yapı oluşuyorsa, buna da müdahale etmek gerekir. Bütün gelişimler bu türlü olmuştur. Kıymetli olan mevcut takımların değişim iradesinin güçlü olup yeni gelenlerin önünü tıkamama konusunda kararlı duruşu ve yeni gelenlere yol açabilmesidir. Biz de bu değişimin önünü açmak durumundayız. Unutulmasın cumhuriyeti kuranlar Osmanlı paşalarıydı. Yani takımlar dışarıdan gelmiyor. Mesela Rauf Orbay, Mondros Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzalayan Osmanlı paşasıydı lakin Ulusal Gayret’in içindeydi. Biz içtenlikle kendi durumlarımızı masanın üzerine koyup diyeceğiz ki bu bir samimiyet testidir. Şayet o denli olsaydı, bizim bulunduğumuz konumumuzla ilgili sorun yoktu, devam ederdik. Nasıl mevcut statükonun devamını isteyen arkadaşlarımız mevcut yerlerinde hiçbir eza olmadan devam ediyorsa biz de ederdik.”
“Ön seçimle ilgili yapısal tedbirler alınması gerekiyor”
Tezcan, partide ön seçimi kendisinin kaldırdığı tenkitleri ile ilgili de şöyle konuştu:
“Bu gerçek değil. 52’nci husus açık. Partide ön seçim var kalkmadı. Parti Meclisi, ister ön seçime karar verir, ister merkez yoklamasına, isterse aday yoklamasına. 2018’de de, 2023’te de oy birliğiyle merkez yoklaması kararı alındı. Ön seçim gerekli mi evet gerekli. Ben 2011 yılında ön seçimle geldim. Ön seçim, parti örgütünün siyasette aktif olmasının en kıymetli yollarından biri. Fakat ön seçimle ilgili partide alınması gereken yapısal tedbirler de var. Mesela etkin pasif ayrımı diyorlar. Artık genel merkezde de buna benzeri şeyler geliyor açıklamalar geliyor. Bizim tüzük değişikliğinde dördüncü unsur faal pasif üye unsuruydu ve bugün ön seçim diyen arkadaşlarımız o ıslahatla ilgili çok savlı konuşan arkadaşlarımız o dördüncü maddeyi kabul ettirmediler. Karşı çıktılar. Geçmedi tüzük kurultayında. O unsur geçseydi parti çalışmalarına katılan, sandıkta vazife alan, parti içi eğitime katılan üyelerin faal olarak partinin adaylarını belirleyebileceği bir altyapı oluşturulacaktır. Onlar faal üye olacaklardı. Ve onların ön seçimde aktif olacağı bir sistem kurgulanıyordu.”