Can Atalay’dan Yargıtay kararına: Bu derece adaletsizlik yalnızca devleti değil, toplumu da çürütüyor
CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, haklarındaki Yargıtay kararının akabinde Seyahat Davası mahkumları Osman Kavala, Tayfun Kahraman ve Türkiye Emekçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay‘ı İstanbul Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde ziyaret etti.
Kavala’nın, Yargıtay kararını “Hukuk ve insan hayatına kıymet vermeyen bir anlayışın eseridir bu karar” kelamları ile değerlendirdiğini aktaran Berberoğlu; Tayfun Kahraman’ın ise “Biz güçlüyüz ve berbatlığı şüphesiz yeneceğiz. Hukuk içinde uğraşımıza devam edeceğiz” dediğini belirtti. Berberoğlu, Milletvekili Can Atalay’ın değerlendirmesini ise “Bu derece adaletsizlik yalnızca devleti değil, toplumu da çürütüyor… Ve herkesin bu türlü bir adaletsizliğe karşı durmalarını bekliyorum” kelamları ile söz etti. Tutuklu Tele 1 TV Genel Yayın Direktörü Merdan Yanardağ ile de görüşen Berberoğlu, Yanardağ’ın “Gezi mahkumlarına yapılan muamele; fakat Mussolini ceza yasası, peşin infaz anlayışı ile açıklanabilir” dediğini söyledi.
Berberoğlu, ayrıyeten; “Burada artık toplumsal muhalefetin, kurumsal muhalefetin yani parlamento muhalefetinin kendine gelmesi, toparlanması, bu hukuksuzluğu, adaletsizliği kabul edilemez bulduğunu tüm dünyaya, tüm seçmenine anlatması gerekiyor” açıklamasını yaptı.
TIKLAYIN – Yargıtay’ın Can Atalay ivedisi: AYM, 27 Eylül’e tarih verdi, Yargıtay, Berberoğlu örneğine karşın Atalay’ın cezasını bir gün sonra onadı
“Akla, hukuka, adalete sığmayan bir Yargıtay kararı”
CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, dün Yargıtay’ın haklarında verilen mahpus cezası kararlarını onadığı Seyahat Davası tutukluları Osman Kavala, Tayfun Kahraman ve Türkiye Personel Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay’ı; bugün İstanbul Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde ziyaret etti. Berberoğlu, ziyaretinin akabinde ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Berberoğlu, şunları söyledi:
“Dün gece; akla, hukuka, adalete sığmayan bir Yargıtay kararından sonra Marmara Cezaevi’nde, eski ismiyle Silivri Cezaevi’nde yatan Seyahat mahkumlarıyla, artık mahkumları demek lazım, görüştüm… Osman Kavala ile görüştüm, Tayfun Kahraman ve benim üzere 28. Devir Milletvekili olan Can Atalay ile konuştum. Ve adetim olmamakla birlikte, birinci kere tahminen; kapı önünde bir açıklama yapma gereğini duydum. Zira dediğim üzere bu akılsız ve vicdansız karardan sonra; herkesin bu mağdurların sesini, Seyahat mağdurlarının sesini duymak istediğini düşündüm.
Bir de tabi Merdan Yanardağ ile… Gazetecilikten öteki hiçbir hatası olmayan bir eski meslektaşımı ile, eski mesleğimi onuru ile ifa eden bir kişi ile görüştüm.
Osman Kavala: Hukuk ve insan hayatına paha vermeyen bir anlayışın ürünü
Osman Kavala… Birinci konuştuğum isim oldu. O, her zamanki üzere serinkanlı bir yorum yaptı. ‘Hukuk ve insan hayatına paha vermeyen bir anlayışın eseridir bu karar’ dedi. Hissiyatını merak ettim biraz. Mektup yazarken, dün gece; içine doğmuş, televizyonu açmış, altyazı görmüş… Mektubunda da tam o sırada şunu yazıyormuş, muhatabına; ‘Burada uzun kalmak zorunda kalırsam…’ derken kararın onandığını görünce, ‘galiba uzun kalacağım’ diye devam etmiş, mektubunu yazmaya… Şaşırmış, lakin toparlanmış bir halde. Anayasa Mahkemesi, bundan sonra Osman Kavala için tek kapı üzere gözüküyor, hak ihlali açısından tabi.
Tayfun Kahraman: Güçlüyüz ve berbatlığı şüphesiz yeneceğiz
Tayfun Kahraman’ın eşi Meriç Hanım ile ve kızı Vera ile tesadüfen, giriş sırasında karşılaştık. Biraz konuştuk, acılarımızı paylaştık. Tayfun’u sordum, ‘Benden daha iyi’ dedi. Motamot de o denli çıktı. Tayfun Kahraman, toparlamış kendini. Önüne bakıyor. Onun da bir açıklaması var: ‘Hukuk ayaklar altına alındı. Bu karar yalnızca bize değil, artık Türk milletine de bir tehdittir. Hukuka muhalif, kabul edilemez bu karara karşı çıkmak, herkesin ses çıkarmasını beklemek gerekiyor. Aksi halde bu memleketin hatasız evlatları, zindanlarda boşu boşuna yatacak. Biz güçlüyüz ve berbatlığı şüphesiz yeneceğiz. Hukuk içinde gayretimize devam edeceğiz’ dedi, Tayfun.
“Kendin içtihat olarak kabul ettiğin, daha üç ay önce yazdığın bir yazıda referans verdiğin bir kararı çiğniyorsun”
Can Atalay biraz benim de dahil olduğum bir hukuk sürecinin çiğnenmesi sonucunda şu anda hala içeride. Yargıtay kararında, beni emsal gösterdi. 2018’de, bende milletvekili seçildiğimde, 27. Dönem’de, Yargıtay beni tahliye etmedi. Lakin, kararı kurduğunda, ondan 4-5 ay sonra, benim milletvekili olduğumu kabul etti. Ve Anayasa 83/3’e nazaran, beni özgür bıraktı ve kararı da Meclis’e bıraktı, bu manada. Yani, esasen bir yılı aşkın cezası olan vekillerin, vekilliği otomatik düşüyor. Benimki de düşmüştü, tekrar hapishaneye döndüm… Can’da bunu yapmamaları, inanılır üzere değil. Kendin içtihat olarak kabul ettiğin, daha üç ay önce yazdığın bir yazıda referans verdiğin bir kararı çiğniyorsun. Öbür nerede çiğniyorsun? Bizim hukuk davaları ortak pehlivan öykülerine döndü. Evvelden sağ gazetelerde, bitmek bilmeyen pehlivan öyküleri olurdu… Daha geçenlerde benim cezasız kaldığım bir davayı, ‘aman boş kalmasın Enis Berberoğlu’ diye bozarken, bozma münasebeti olarak benim milletvekili olduğumu kabul etti. ‘Milletvekili olduğu için karar kuramayız’ deyip, bozdu. Artık Can Atalay, 28. Devir Milletvekili, beş aydır içeride. Milletvekili olduğunu kabul edip, kapıyı açmıyor.
Merdan Yanardağ: Yeni anayasa metninin eksenini belirleyici…
Hepsinin ortak bir noktası var… Burada artık toplumsal muhalefetin, kurumsal muhalefetin yani parlamento muhalefetinin kendine gelmesi, toparlanması, bu hukuksuzluğu, adaletsizliği kabul edilemez bulduğunu tüm dünyaya, tüm seçmenine anlatması gerekiyor.
Merdan Yanardağ da diyor ki, ‘Artık totaliter bir rejime sürüklendiğinin en kıymetli işaretlerinden biridir bu karar’ diyor. ‘Yeni anayasa diye anılan metnin de eksenini belirleyici noktadadır. Bu anayasaya karşı çıkmak, her yurttaşın misyonudur. Seyahat mahkumlarına ve mağdurlarına yapılan muamele, Mussolini ceza yasası, peşin infaz anlayışı ile lakin açıklanabilir.’ Merdan Yanardağ’ın da umarız gelecek haftaki duruşmasında, 4 Ekim’deki duruşmasında tahliyesini bekliyoruz.”
Can Atalay: Yalnızca bizim üzere düşünenlerin değil…
Berberoğlu, Can Atalay’ın Yargıtay kararı ile ilgili değerlendirmesini de şu sözlerle aktardı:
“Dünyaya tıpkı gözle bakmak zorunda değiliz. Bu kadar adaletsizlik yalnızca devleti değil, toplumu da çürütüyor. Bu sebeple de yalnızca bizim üzere düşünenlerin değil; AKP’lilerin, MHP’lilerin, Tekrar Refah Partililerin bu bahiste ne düşündüğünü duymak istiyorum. Yüksek sesle söylemelerini istiyorum. Ve herkesin de bu türlü bir adaletsizliğe karşı durmalarını bekliyorum.”
TIKLAYIN – Yargıtay, Seyahat’te AİHM kararı ile AYM içtihadını dikkate almadı, cemaat dinlemelerini delil saydı, cezaları az bularak onadı