“Argo konuşma” haksız tahrik sayıldı: Öğretim görevlisini öldüren sanık, yalnızca 6 yıl cezaevinde kalacak

Öğretim vazifelisi Güven Çaprak’ın geçen Aralık ayında arkadaşlarıyla gittiği bir restoranda Polat Aytaç tarafından öldürülmesine ait davanın gerekçeli kararı açıklandı. Mahkeme, Çaprak’ın ortamda argo konuşmasını “tahrik” indirimine münasebet yaparak sanık Aytaç’a verdiği müebbet mahpus cezasını 18 yıla indirdi. Mahkemenin bu kararı İstinaf ve Yargıtay’dan geçerse, sanık Aytaç yaklaşık 6 yıl sonra özgür kalacak.

Dava konusu olay Çankaya’nın Alacaatlı Mahallesindeki bir restoranda geçen Aralık ayında meydana geldi. İddianameye nazaran Aytaç, birlikte yemek yiyerek içki içtikleri restorana sonradan gelen ve ortalarında hakim-savcıların da bulunduğu kümedeki bayanlara argümana nazaran “Sevişmeyecek miyiz?” dediği için tartışmaya başladığı Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Ermenek Meslek Yüksekokulu Öğretim Vazifelisi İtimat Çaprak’ı başından vurarak öldürmüştü. Savcılık da soruşturma sonunda Aytaç hakkında taammüden öldürme hatasından müebbet mahpus istemiyle dava açmıştı.

Savcı: Sanık haksız tahrikten yararlanmaya çalışıyor

Ankara 37. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada temel hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Umut Sadak, sanığın soruşturma etabında Çaprak tarafından eşine küfredildiğine dair beyanda bulunmamasına rağmen, yargılama evresinde bu tezde bulunarak haksız tahrikten yararlanmaya çalıştığını belirtmiş, Aytaç’ın müebbet mahpusla cezalandırılmasını istemişti. Dava 7 Eylül’de karara çıktı. Mahkeme, sanık Aytaç’ı evvel müebbet mahpus cezasına çarptırdı, akabinde da tahrik indirimi uygulayarak bu cezayı 18 yıla indirdi.

“Kariyer meslek mensubu hâkim savcılar”

Argo ve küfürlü konuşmalar indirim münasebeti oldu

“Sanığın kademelerde maktulün kendisine küfür ettiğini savunması ve sanığın şahitlerin beyanına nazaran ‘ben senin büyüğünüm abinin benim sözümü kesme kesersen kafana sıkarım’ biçimindeki kelamı karşısında tartışmalarının olduğunun anlaşılması ve maktulün genel olarak küfürlü konuştuğuna dair alınan beyanlar ile maktulün birinci kez tanıştığı ve bayanların bulunduğu ortamda ‘sevişmeyecek miyiz’ halinde kelam söyleyebilme cüreti göstermesi karşısında sanığın aksi kanıtlanamayan savunması göz önüne alınarak tartışmaları basamağındaki karşılıklı argo ve küfürlü konuşmalar nedeniyle ilk haksız hareketin kimden geldiği tespit edilemediğinden kuşkudan sanık yararlanır unsuru gereği minimum oranda haksız tahrik indirimi uygulanmıştır.”

Mahkemenin bu kararı istinaftan geçerek Yargıtay’ca onanırsa, 18 yıla mahkum edilen Aytaç, yaklaşık 6 yıl daha tutuklu kaldıktan sonra kontrollü özgürlük ile tahliye olacak.

Mahkemeye “Ahlâkçı” eleştirisi

Öte yandan Çaprak ailesinin avukatı Doç.Dr Sinan Kocaoğlu, mahkemenin bu kararını istinafa taşıdı. Kocağolu, istinaf dilekçesinde, lokal mahkemenin “ahlâkçı” yaklaşımını eleştirerek, “Argo tabirden haksız tahrik indirimi çıkarmanın hiçbir hukuksal izahı olmadığını” kaydetti. Kocaoğlu dilekçesinde, “Yerel Mahkeme Heyeti bu tip ortamlarda hiç bulunmamış olabilir fakat olayın meydana geldiği ortam ağır alkolün tüketildiği, ortamdaki şahısların meslek ve statülerinden bağımsız bir “dost meclisi”dir. Bu ortamdaki herkes birbiri ile devamlı bir biçimde görüşen samimi arkadaştır. Bu kadar samimi arkadaşların bulunduğu ortamda argo ya da küfürlü konuşma çoklukla sohbetin doğal sonucu ve gereğidir” dedi.

“Beşikteki çocuğun dahi malumu”

Mahkemenin, ortamda bulunan hakim ve savcıların statülerinden bahsedilmesini de sert sözlerle eleştiren Kocaoğlu, “Kadın ya da erkek hakim, savcı vb. statü sahibi kamu vazifelisi bireyler şayet statülerine çok paha veriyor, kendilerine “Hakime Hanım, Savcı Bey” vb. formda hitap edilmelerini istiyorlarsa gecenin yarısından sonra hiç tanımadıkları 5 kişinin/erkeğin VIP yani özel odada sürdürdükleri alkol ortamına gitmemelidirler. Lokal Mahkemenin münasebetinde güya çok kıymetli ve nitelik gerektiren bir şeymiş üzere yücelttiği “kariyer meslek mensuplukları” günümüzde siyasi referansla girildiği beşikteki çocuğun dahi malumu olan pozisyonlardır” tabirlerini kullandı.

“Ateş etme dileğini Çaprak’ın üzerinde kullandı”

Kocaoğlu dilekçesinin devamında, mahkemenin argo ve küfürlü konuşmayı sanık lehine tahrik indirimi münasebeti yaptığına dikkat çekerek, sanık Aytaç’ın dahi Çaprak’ın genel olarak argo ve küfürlü konuşmasından rahatsız olduğuna dair beyanının bulunmadığını kaydetti. Sanığın tahrik indiriminden yararlanmasına neden olan kelamların ne olduğunun dahi belirli olmadığını söz eden Kocaoğlu, sanığın Çaprak’ı öldürmeden evvel restoranda silahını gösterdiği ve havaya ateş etmek istediğine dair şahit beyanları olduğuna değindi. Kocaoğlu, “Sanık bu ateş etme dileğini ilerleyen saatlerde artan alkol tüketimi ve kanındaki psikoterapik ilacın girdiği yansıma sonucunda Çaprak’ı taammüden ve hakikaten de haksız tahrik ya da öbür hiç bir indirim sebebi olmadan öldürmüştür. Olayın başında Kaymakam Muhammed’e hava atmak için gösterdiği silahı, olayın sonunda kanında karışmış yüksek alkol ve psikoterapik ilaç tesiri ile yakın arkadaşı maktul İtimat üzerinde kullanmıştır.” dedi.

“Kendini savunamayacak seviyede alkollüydü”

Dilekçesinde Kocaoğlu, “öldüğünde Çaprak’ın kanındaki alkol ölçüsünün 310 promil olarak ölçüldüğü, bu nedenle kendini savunamayacak seviyeye gelmesine rağmen mahkemenin isimli tıptan rapor almadığı ve sanığı da ‘kendisini savunamayacak durumdaki kişiyi taammüden öldürme’ hatasından cezalandırması gerekirken indirimden faydalandırdığını anlattı. Kocaoğlu, mahallî mahkeme kararının istinafça duruşmalı olarak incelenmesini ve bozulmasını talep etti.